Candan İşcan “Gereğinden Fazla” Üzerine

Öncelikle bize kendinden bahseder misin?

- Merhaba, Candan İşcan ben. Ankaralıyım. Grafik tasarımı mezunuyum, mesleğimi yapmaya devam ediyorum. İlk başta birkaç kurumsal yerde çalıştım sonra freelance’e geçtim. Freelance’e geçince sanat çalışmalarıma da başladım. Daha sonra ikisi paralel olarak gitmeye başladı. Şimdi de hem freelance grafik tasarımcı olarak çalışıyorum. Hem sanat çalışmalarıma Kadıköy’deki atölyemde devam ediyorum. Bir andan da üniversitede 1 gün ders veriyorum. Mezun olduğum bölüm yani grafik tasarım, işlerimi etkileyen faktörlerden biri diyebilirim.

Eserlerinizi oluşturan dilin oluşumuna katkıda bulunan ve seni besleyen kaynakların nelerdir?

- Beslendiğim kaynakları düşündüğüm zaman eskiden botanik ve anatomik çizimler beni çok etkiliyordu. Son zamanlarda pop sürrealizm ve Lowbrow akımlarında etkileniyor ve besleniyorum diyebilirim. Aslında gündelik dünyada olan olaylar okuduğum bir kitap izlediğim bir film bunların hepsi besleyen kaynaklar arasında diyebilirim.

Eserlerinizde dönemsel olarak farklı medyumlar üzerinde çalıştığınızı görüyoruz. Sanat pratiğinizdeki bu çok yönlülüğün oluşum sürecinizi bizlere anlatabilir misiniz?

- Her farklı medyum bir konuya yaklaşmak için farklı bir yol açtığı için sanat pratiğini çok etkileyen bir şey olduğunu düşünüyorum. Başlangıçta biz de insanız hep aynı tekniği kullanmaktan sıkıldığım zamanlar oluyor birinci bunu söyleyebilirim. İkincisi parmak basamadığımız etrafında dolanarak ancak anlatabildiğimiz birtakım hisler üzerine çalışıyorum, aslında sanat pratiğinde ve bunlara farklı medyumlar kullanarak farklı yollardan yaklaşabiliyorum bazen. Ayrıca içerik anlamında tıkandığım noktalar oluyor bu tıkanıklıkları açmakta en çok kullandığım yol medyum değiştirmek oluyor. Medyum değiştirdikçe aslında hem medyum içeriği besliyor içerik medyumu besliyor ve bu artık böyle birbirini dönüştüren ve besleyen döngüye dönüşüyor. Bence sanat pratiği böyle bir şey yani hayat boyu senin hayatına eşlik edecek bir döngü olmalı o yüzden de farklı medyumlarla çalışmayı seviyorum

Serginizin ismini “Gereğinden Fazla” koyma sebebiniz nedir?

- Yağlı boyaları ben pandemi sürecinde yapmaya başladım. Pandemi, buna herkes katılır herhalde hepimizde bir şok etkisi yarattı. Hepimizde birçok şeyi sorgulamamıza sebep oldu. Daha sonra Dünyanın şu anda geldiği nokta ekonomi, savaş, metaverse vesaire artık gerçekten sonsuz bir şamatanın olduğu gerçeküstü olarak adlandırıyorum ben artık. Böyle bir dünya vurdu yüzümüze. Pandemi bittikten sonra bir şeye baktığımız zaman gözümüze inanamadığımız duyduğumuza inanamadığımız vereceğimiz hisler, tepkileri de ortadan kaldıran. Yani eskiden öfkeleniyordum ama artık onlara bile inanamadığımız duygusal olarak çok fazla gelen bir karmaşıklık ve kaos içinde Dünya. Bu da gerçekten çok fazla geliyor bana ve “Superfluous” kelime anlamıyla gereğinden fazla demek. Serginin ismi buradan çıktı.