Gözlemevi

Geçgel’in yıllardır sürdürdüğü dikiş, nakış, dokuma ve tekstil yüzeyini birçok yeni malzeme ile buluşturduğu üretimleri katmanlı bir yaklaşım ile çocukluğun aile öykülerinden bugünün eklektik dünyasına uzanıyor.
Sıkça amorf ve absürt figürler kullanan Tuba heykel, yerleştirme ve nakış gibi iki ya da üç boyutlu üretimleri ile izleyiciyi tuhaf bir mekan düşü içine sürüklüyor. Yapıtlardaki cinsiyetsiz figüratif yaklaşım, uzun kollar, belirgin bir yapıbozuma uğramış sıfatsız varlıklar mekâna sessizce yerleşiyor. Canlı renkler ile pastel tonların bir dualite içinde kullanıldığı yapıtlar naif bir anlatıyı, şeffaf bir eşitliği, realitede gizlenen ama burada saklanamayan duyguları işaret ediyor. Kurgulandıkları form ve muğlak ifadeleri ile izleyiciyi sarıp sarmalayan yapıtlar, keskin bir bakış, dingin bir izleme, içten bir kucaklama ile canlı bir kişinin hikâyesi gibi izleyiciye aktarılıyor.

Tuba Geçgel yaşamdan öyküleri, hayattan duyguları, karmaşadan naifliğe, kalabalıktan dinginliğe çekerek rengarenk bir dünyanın, eğlence dolu bir geçmişin, mücadele dolu bir şimdilik ve merak uyandıran bir yarının kapısını aralıyor. Dahası ironik illüzyonu ile izleyiciyi kendi gerçekliğini bulmaya ya da oyuncul bir dünyanın sezgilerinin izini sürmeye davet ediyor.

    Tuba Geçgel

    03.11-02.12.23