İçkin

Yağmur Doğan sergide kendine ait pratiğiyle, ürettiği son dönem çalışmalarıyla izleyici karşısına çıkıyor. Çalışmalarında, benlik ve kimlik sorunlarından yola çıkarak kişilerin yüzlerinin ardındaki karmaşık benlik durumlarını irdeleyen sanatçı, önceki üretimlerinin devamı niteliğindeki son dönem üretimlerini sunuyor.

Resimlerinin önemli bir referansı olan Erving Goffman’a atıfta bulunarak; “Benlik” ile ilgili kavramsal bakış açısına üretimleriyle ışık tutuyor. Yaşadığımız dünya bir tiyatro sahnesi, insanlarda günlük hayatta birden çok performansı sergileyen oyuncular olarak ele alınıyor. Benliğimizin sergilediğimiz bu performanslar üzerinden her seferinde yeniden şekil değiştirdiğinden bahsediyor. Kişinin veya bireyin ötekilerle karşılaşması durumunda, kendisini nasıl yeniden ele aldığını, nasıl sunduğunu ve bunun için nasıl stratejiler gerçekleştirdiğini, benlik kavramını kullanarak açıklıyor. Her bireyin, birbirlerinin karşısında sunduğu farklı benlik performansları ile benlik kavramını sorgulamaya itiyor. Bu bağlamda benliğimizin sürekli değişen bir performans ürünü olduğunu iddia ediyor. Serginin ismi olan “İçkin” ismini varlığın içinde bulunan, yapısına karışmış olan, benliğimizin temsilinden alıyor. Birey, hiç durmadan yeniden inşa ettiği farklı benlikler arasında gezinirken, çok katmanlı ve değişken bir kimlik hatta kimliksizleşme yaratıyor.

Çalışma pratiğinde, kullandığı yüzeylerin arka planlarında genelde tek bir leke şeklinde düz alanlar yaratan sanatçı, sergide yer alan işlerinde mikro farklılıklar oluşturuyor. Çizgiyi arka plana ekleyerek, üst kısmında yer alan katman katman leke geçişleriyle, yüzey üzerinde yeni bir ilişki kurmayı amaçlıyor. Doğan’ın resimlerinde görülen portre siluetlerinin, akışkan ve değişken hali sürekli değişen benliğimize bakış anı sunuyor. İzleyiciyi değişken benlik algısını resimleri üzerinden deneyimlemeye davet ediyor.