Baysan Yüksel ”Sis”

– Öncelikle bize kendinden bahseder misin?

 

Ben Baysal Yüksel, görsel sanatçıyım. 2006 yılından beri profesyonel olarak sanat üretiyorum. Eğitimime Bilgi Üniversitesinde Sosyoloji okuyarak başladım. Sosyoloji okuduğum için toplumsal olana meraklıyım. Sanatsal çalışmalarımda da toplum-birey çatışmasına özellikle değiniyorum bu yüzden. Daha sonra yüksek lisansta Marmara Üniversitesinde resim okudum. Hem görsel sanatları hem sosyal bilimleri birleştiren bir yaklaşım edinmeme neden oldu bu eğitim. 

 

– Beyin sisi/ zihin sisi hakkında deneyimlerinden yola çıkarak sergiyi oluşturduğunu söylemiştin. Nedir zihin/beyin sisi?

 

Zihin sisi ya da diğer adıyla beyin sisi, bir durum aslında. İzolasyon sebebiyle de ortaya çıkabilen bir durum. Birçok farklı sebepten ortaya çıkabiliyor. Zihin sisi şu şekilde tanımlanıyor; düşüncelere ulaşamama, zihninin önünde bir sis görme, tıpkı sisli havadaki gibi önünü görememe, planlayamama, adım atamama haline bir gönderme yapıyor. 

 

 

3 – Serginin pandemi ile birlikte ortaya çıktığını söyleyebilir miyiz?

 

Kesinlikle serginin pandemi ile birlikte ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Çünkü pandemi dönemi hem önümüzde ne olduğunu bilememe açısından zorluydu, daha sonra önümüzde ne olduğunu gördükten sonra da sürekli tekrarlayan her gün birbirinin aynı olduğu bir deneyimi yaşattı bana ve bu benim için inanılmaz zor bir deneyimdi. Kendi deneyimlediğim zihin sisini aktardığım bir seri oldu sis serisi. Ben yapı olarakta nörolojik olarak farklı bir yapıya sahip olduğum için, hiperaktifim ben, dolayısıyla normal yapıdan normal zihin yapısından farklı bir uyaran sistemine ihtiyaç duyuyorum. Sürekli tekrar eden birbirinin aynı olan şeyleri yapmakta inanılmaz zorluk yaşıyorum ve büyük acı çekiyorum. Gündelik hayatla ilgili her şey açısından benim için böyle. Pandemi gündelik hayatın içine tamamen hapsolduğumuz bir ortama dönüştü. Ya da en azından benim için öyle oldu. Çünkü zaten evden çalışan bir insan olarak hiç bir şekilde dış ortama maruz kalmadığım, uyaranın son derece azaldığı, yaptığım iş açısından da inanılmaz işe yaramaz hissettiğim diyebileceğim bir noktaydı. Çünkü öyle bir noktayı geçtik ve geçiyoruz ki sanat-kültür düşünecek durumda değildi bütün insanlık, bütün dünya. Çok çok daha önemli daha zorlu şeylerin içindeydik. Bu sisli durumun içinden geçerken bu işler çıktı. Neredeyse günler boyu yataktan kalkamadığım, bir şeye başlayamadığım bir dönemin içinde girdim. Özellikle 2020 senesinde, yani pandeminin başında biraz daha mutluydum, biraz daha yeni bir şeydi. Ne yapacağımıza bakıyorduk ama sonra monotonlaşmaya başlayınca büyük zorluklar yaşadım. Bu seride onları aktardım. Bu zorlukların içinden nasıl çıkabileceğimi de düşündüğüm bir seri bu aslında O düşünceleri de aktarıyor. Çünkü problem çözümüne yönelik bir zihin yapım var. Problemi çözemez, işin içinden çıkamazsam var olmaya devam edemiyorum. Özellikle siyah beyaz başlayan seri gittikçe pastel renklere doğru kaymaya başlıyor. 

Biraz kullandığım tekniklerden bahsetmek istiyorum. Bu seride renk geçişleriyle ilgili sis durumunu, duygusunu, beyin sisi halini deneyimini anlattım özellikle. İlk başladığı noktada siyah-beyaz-gri tonlar hakim serinin başında. Aşağılara doğru indikçe pastel tonlarda renkler yavaş yavaş ilerlemeye başlıyor. Soyut öğeleri özellikle kullandım. Sis olgusunu, sihinde ulaşamadığımız noktaları belirtmek için. Sisi kaldırdığımız noktada, zihinde hala kendi açımdan da söylüyorum bu deneyimi benimle paylaşan yakınlarım açısından da söylüyorum, aşağıda altlarda hala benliğimizin durduğunu, amaçlarımızın hayallerimizin hala durduğunu görmek bu serinin umut verici noktası oldu benim açımdan. Seriyi hazırlarken mürekkep kullanmak istedim. Mürekkebi tuval üzerinde kullanmak istedim. O akışkanlığı görmek istedim. O sisin yarattığı geçişleri, zihinde de bir düşünceden diğerine geçerken nerede kaldığını göremediğin hali en iyi mürekkeple tanımlarım gibi geldi. O yüzden kendi yaklaşımım olan deneysel yaklaşımı da kullanarak tuval üzerinde mürekkebi kullandım. Bunun için özel bir malzemeyle tuvali mürekkep geçirebilecek hale getirdim ve daha sonra uygulamaya geçtim. Benim açımdan enteresan bir süreç oldu çünkü normalde ben üretim halindeyken çok hızlı hareket ederim. Hızlı üretirim. Ama özellikle son bir senede, 2020 için söylüyorum, inanılmaz hız düşünü yaşadım. Bu benim açımdan sanatçı olarak farklı bir deneyimdi. Memnun olduğum bir deneyim olduğunu söyleyemem ama kesinlikle ilerdeki işlerime ve düşünce yapıma yansıyacak bir dönem oldu. kendi hızıma göre inanılmaz yavaşladım. Bu seriyi 3-4 ayda ince ince yaparak bitirdim ki benim için çok farklı bir nokta. Normalde kendi hızıma göre olsa 2 haftada bitirebileceğim bir işi 3-4 ayda tamamlamak, o sisin içinden geçmek, bir yandan da o sisi aşmaya çalışmak bununla birlikte bu deneyimin tamamını oluşturdu. 

 

Röportaj için teşekkürler.
×

Merhaba!

Ürün ve siparişiniz ile ilgili bilgi almak için WhatsApp üzerinden bize ulaşabilirsiniz.

× Bize Sorun